21 Aralık 2013 Cumartesi

kış hastalıkları...

Ateş,ateş,ateş...kış hastalıklarında olmazsa olmaz.....geçmiş notlarımıza bakıyorum da ,en son şubat ayında ,hastaneye acile gitmişiz ,idrar yolu enfeksiyonu olmuşuz...bu seferki ,şiddetli ateş ve öksürük ,tabi öksürük olunca ben bi tutuşuyorum  ama olay geniz akıntısından kaynaklanıyormuş ,yani bi zatürre falan değil şükür...
2 gün boyunca dönüşümlü olarak calpol-dolven ikilisi deneyip ateşi düşüremeyip, üstüne fitil ekleyip hala kontrol altına alamayınca (39,5 derece) soluğu acilde aldık...79 tane çocuk acildeydi ve hepsinde aynı şikayet...salgın var galiba ..ve evet 2 saat sıra bekledik,muayene olduk..kan ve röntgen temiz çıktı fakat birtürlü idrar veremedik ,bağladığımız poşetler Rana'nın 2 sefer üst üste kaka yapmasıyla kirlenince ve dahi bu kakayı isal şeklinde yapıp ,kendi üstü başı çorapları ve benim üstüm komple batınca ,acele bir yer bulup Ranayı oracıkta sudan geçirip ,yerleri temizleyip,kıyafetleri topluca çöpe gönderip evin yolunu tuttuk...hızlıca eve varıp birde evde arınma geçirip ,kıza tekrar poşet takıp saatlerce çiş yapmasını bekledim...bu ara baba biraz uyudu ,ben 3. poşete çiş biriktirmeyi başarıp,babayı uyandırıp hastaneye yolladım...
dedim ; hızlı git , polis durdurursa da tabakhaneye yetişiyorum dersin ,poşetide göster o anlar dedim  :))...neyse zavallı babacık sabah 6 da eve gelebildi ,tabi hemen bayılıp uyudu , bende kah ateş kontrolü ,kah mızırtıları bertaraf derken sabahı ettim,görev değişimi yaptık...ve mutlu son ,bugün Rananın ateşi düştü fakat ben hastalandım ,evet evet aynı belirtiler...ve evet salgın var...


Bayat ekmek değerlendirmece...



Bayat ekmek değerlendirmece oyunu en az 2 kişi ile oynanıyor...biz 2,5 kişiydik...evde ,önceki günlerden kalan ekmekler itinayla dilimlenir...üzerine ,1 kaşık salça ,dövülmüş sarmısak ve kekikten oluşan sos sürülür,üzerine biraz kaşar rendesi serpilir,en üstede Allah ne verdiyse artık ( bize o an , mantar sucuk ,biber, domates , zeytin vermişti  ,yani bol malzemos) serpiştirilir,fırında 10 dakika pişirilir..

Oyunun kuralı basit,tepsideki son dilimi hüpleten oyunu kazanır...



10 Aralık 2013 Salı

evde bahçe...

Geçen gün ZENGARDEN isimli siteden sipariş ettiğim tohumlar geldi...Bu gidişle ev iyice bahçeye dönecek..Saksıda şu ana kadar ,semizotu,maydanoz,dereotu ,soğan yetiştirdim...Sırada bunlar var,mevsiminin gelmesini bekliyorum...Keşke imkanım olsada bahçeli yada geniş teraslı bir evim olsa ...Bir karış toprakta neler yapmaya çalışıyorum, Allah'ın izni ile...





4 Aralık 2013 Çarşamba

güz güzelleri....

Diş problemi yüzünden soğuklarda evden çıkamayınca,kendimi de eskisine göre daha iyi hissedince, ekim dikim işlerine ağırlık verdim...Beni en çok mutlu eden şey tohumlar ekip ,onlardan birşeyler üretebilmek,mesleki mi yoksa fıtraten mi buna meylim var bilemiyorum , bildiğim tek şey toprağın, her türlü ziraatin bana acayip haz verdiği...
mesela aşağıdaki güzellikler fidecik olarak alındı ,saksısı küçülenler değiştirildi,kimisinden yeni yavrular elde edildi...







Beyaz ,pembe ,sarı begonyalar ,fittonia ,minyatür gül,yeşil ve pembe hypoestes...
Gördükçe mutlu oluyorum , yapraklarda ve çiçeklerdeki o muazzam nakışlar şükrümü arttırıyor...

3 Aralık 2013 Salı

İltihaplı diş ile imtihan olmak....

Başlıktanda anlaşılacağı üzere bir süredir başım dertte...Büyükler diş ağrısını kabir azabıyla eş görürlermiş,şimdi sebebini daha iyi anlıyorum...
Yıllar önce yapılan kanal tedavisi ve yine bir sene önce yapılan üzerine kaplama ,son günlerde ağrı yapmaya başlamıştı..doktorun Allah Allah niyeki şeklindeki haklı tepkisinden sonra, röntgen çekmesiyle anlaşıldıki dişin kökünde kocaman bir iltihap odağı vardı..neyse kullanılan antibiyotiğin akabinde diş çekimi gerçekleştirildi fekat aman Yarabbi iki kez iğne yapılıp uyuşması beklendiği halde ,yüzümün neredeyse yarısını hissedemediğim halde, dişin kökü zerrece uyuşmazmı yahu...bağıra bağıra ve resmen koltukta zıplayarak ve ağlayarak dişi çektirdim tabi kolayca çıkmadı kraker kıvamına gelen diş çatır çutur parçalanarak çıktı içerde kalan kökler itinayla temizlendi fakat ızdırap muhteşemdi...
neyse bitti kurtulduk dedik ama tabi diş kemiğe kaynamış ve sökerken çene kemiği kanırtılmış olduğundan 5 gündür feci bir ızdırap çekiyorum...bir kutu ağrı kesici banamısın demedi...doktoru aradım normal olduğunu,çene kemiğinin geç iyileşiceğini ,oldukça zor bir çekim olduğunu söyledi,bişeyler daha ilave etti ama duymadım bile...şimdii ağrımla başbaşayım...bu arada verilmiş olan antibiyotik sonucunda şiddetli kusma ve diyare baş gösterince Rana'ya bakamaz ilgilenemez oldum...Allah razı olsun annem imdada yetişti...
Diş ağrısı öyle birşeyki canının derdine düşüyosun,ne eş ,ne çocuk gözüne görünmüyor...yemek yapamıyor,yiyemiyor ve dahi yediremiyorsun,uyuyamıyor,konuşamıyorsun...ağrı biraz hafifleyince bloğa girebiliyorsun...bugün birazdaha iyiyim,inşallah yarın daha iyi olucam...

11 Kasım 2013 Pazartesi

Rumeli işkembecisi...

Yav bi çorba için yazı yazılırmı?

Konu işkembe çorbası ise yazılır efenim , şarkı bilem bestelenir...

Neyse olay şimdi şöyle ; birkaç sene öncesine kadar işkembeden nefret ederdim , konusu dahi açılamazdı evde , kokusu burnuma gelirdi konuşulurken , erkekler neysede , bir bayan işkembeyi nasıl içerdi? , imkansızdı benim için... sonradan ne oldu bilmiyorum , birkaç sene önce dayanılmaz bir işkembe çorbası içme isteği uyandı bende ama öyle böyle değil...evdekiler bir anlam veremediler , tabii bende..neyse ben eroinman kudurukluğu gibi , işkembe çorbası sayıklayınca, annem pişirdi ,evdekilerin şaşkın bakışları arasında 2,5 tabak işkembeyi hüplettim , bi yandanda düşünüyorum ecelim geldi heral , ölecem galiba diye...ki işkembe piştiği gün evden çıkıp ,ev temizlenip o kokudan arınmadan eve girmemişliğim vardır...yani nefret o boyutta ...
bu anlamsız istek nereden geldi diye düşünürken , birkaç gün sonra ikizlere hamile olduğumu öğrenmiştim...
sonra bulantı ve kusmalar derken bidahada işkembe içmedim...
sonra Rana'nın hamileliğinden hemen öncede böyle bir aşerme hatırlıyorum...ve son olarak geçen akşam , geceyarısı hatta  , kendimi işkembecide bulunca, bizimkileri deriiiin bir endişe sardı...bu yine hamile galiba diye...yok tabi öyle bişeyde , enterasan tabi durum ...
Herşey bi yana,ben daha önce böyle bir lezzete nasıl burun kıvırmışım? , kendimi tutmasam sabaha kadar yazabilirim...
Herşeye rağmen evde pişirmek yerine temiz temiz gidip işkembecide içmekte fayda var...heleki bu Rumeli İşlembecisi ise...adamlar işkembede on numara , ankarada başka yerleride denedim ama burası bir başka , çorbayı terbiyelemeden sırf kendi suyuyla yapıyorlar , yanında sirke ve sarmısakla ...offf diyorum...




27 Ekim 2013 Pazar

Bir garip evlilik yıldönümü...

6 sene önce bugün “evet” demişiz birbirimize ...vayyy bee...

Hiç unutmam ,  bekarken ,evli olan arkadaşlarımdan birisi 7.yıldönümlerini kutladıklarını söylemişti ,bende sadece vayyy bee diyebilmiştim...7 yıl ne kadar da uzun bir süreydi , bu kadar zamanda insan birbirinden sıkılmazmıydı vs . gibi birsürü düşüncenin aklımdan geçtiğini hatırlıyorum...birgün bende evlenirsem o günleri görürmüyüm acaba demiştim...gördük ...elhamdülillah , gösterene şükürler olsun...
Neyse , bizde yıldönümü kutlama adeti pek olmadığından , başlarda çok sallamadım ....
ama bu sene:
-niye özel bişey yapmıyoruz biz dedim...
-ne yapalım mesela , ne alayım sana...dedi sevdicek...
-geçen sene ıspanak alıp gelmiştin , bu sene farklı bişey al ,dedim...
Tahmin ettiğim gibi brokoli falan alıp gelmedi tabii....:)
Kapıyı açınca aşağıdaki güzellikleri gördüm...aman ne saadet...(bunları en son beni istemeye geldiklerinde getirmişti , durum o derece vahim yani...:)




Yanında birde kitap...canım benim yaaa...

Haa , birde başbaşa dışarı çıktık...(yazar burada , " boğazda balık ekmek yedik , martılara simit attık " falan demek istiyo aslında ) ...Ankara'nın soğuğunda nereye gitcen , kapalı bir mekan aradık...
Benimki dediki gel poligona gidelim , ahahaa dedim , ne romantiksin....gittik...
Havalı tabancayla 10 metreden 8 atış...5 tanesi hedefte diğer 3 tane nişan almayı öğrenene kadar karavana...




Neyse iki deli bu romantik geceyi özsüt de noktalandırdık...birer kazandibi....

Şükür bir yıldönümünü daha atlattık ,daha bi 6 sene daha kutlamayız artık....

21 Ekim 2013 Pazartesi

Kış hazırlıkları...

Eylül ayı girdiğinden bu yana , hatta Ağustosun ortalarından beri neredeyse ,bende bir koşturmacadır gidiyor...Geçen sene Rana küçüktü ve fazla bir kış hazırlığı yapamamıştım açıkçası...Bu sene hala küçük ama baktım bu bahane değil ,madem kış gelince ne yapacağımı şaşıyorum kolları sıvadım arkadaş..
Sırası ile önce biber ve patlıcan kurutuldu..(kuruma esnasında Rana olanı getirip salonun ortasına taşıdı , kuruyanları parçaladı ama onca zayiata rağmen kurtarabildiklerim yeter..)
Meşhuuur ayaş domatesleriyle en organiğinden menemenler , salçalar yapıldı...(bu , Rana uyurken yapıldı)
Kırmızı ve yeşil biberler ve patlıcanlar közlenip şoklandı...(buda rana uyurken...)
2 cam bidona kelek –acur ve biber-salatalık turşusu kuruldu...(hah işte burada Rana bizzat iş üstündeydi , özellikle sarmısak kısmını pek sevdi)
Birkaç kilo da fasulye şokladım...(yine bir kısmını Rana ayıkladı , yavrum yaaa  , büyüdüğünü bi görsem sağlıkla)

İnşallah sağlık ve afiyetle ve sevdiklerimizle , bu güzellikleri hüpletmek nasip olur...

29 Eylül 2013 Pazar

Kaza ve Kadere iman....










Canımın içi , ciğerparemin yani kardeşimin , karındaşımın içinde bulunduğu bir kaza yaşadık geçtiğimiz haftasonu..
Şükürler olsunki can kaybı yaşanmadı fakat arkadaşlardan yarası ciddi olanlar vardı...İnşallah şu anda daha iyilerdir , dediğim gibi tek ve en büyük tesellimiz , canlarının bağışlanmış olması...
Her biri ,  ayrı ayrı ana babasına , yavrusuna , sevdiğine bağışlandı...
Cenab-ı Hak , mülkün asıl sahibi olduğunu ve mülkünde istediği gibi tasarruf edebileceğini ve bizim ise aciz kullar olduğumuz gerçeğini bilakis benim yüzüme bir tokat gibi çarptı , malayani şeylere şu sıra çokca dalmış olan bünyemi fena halde silkeledi...
Ve birşeyi daha iyi idrak ettim...
Tedbir bizden , takdir Allah'tan idi...
Arabada bulunan 4 gencinde emniyet kemerlerinin bağlı olması bunu bana açıkca gösterdi...
Yine ,  sonucunda bu imtihandan da kardeşimin tam bir teslimiyet içerisinde çıkması ,Allah'tan gelene teslimiyet ve idrak ve şükrü beni derinden etkiledi...Öyle ya mal canın yongasıydı ,
isyan olabilirdi , kaybetmek olabilirdi...birçokşey olabilirdi...Olan ve olmamış olan herşey için ,birkez daha şükürler olsun...
Bu onun , onların , tüm muhatapların sınavıydı ve inşallah kazandılar...
Allan bu ve benzeri kazalardan , cümlemizi muhafaza buyursun....Amin...

18 Ağustos 2013 Pazar

Rana tatilde ...(2)

Yine bir aydan fazladır yazışmamışız...Araya ramazan ve bayram tatili girince , bir telaştır aldı yürüdü...Ramazan zaten başlı başına bir koşturmaca , iftar , davet , ibadet üçlüsüyle eda edildi...Ardından bayram tatiline , annem ve babamın rahatsızlıklarına belki Allah’ın izni ile şifa buluruz düşüncesiyle bir kaplıca programı dahil ettik...5 günlüğüne Afyon Gazlıgölde bulunan Grand Özgül Termal Tesislerindeydik...

Kulağa hoş geliyor değil mi ? Tabiiki ,  herşey bukadar tozpembe başlamadı...
Çarşamba sabahı yola çıkacağımızdan , eksiklerimizi gidermek adına dolaşıyorduk ki , son turumuzda , iftara 1 saat kala bir şahinci gelip bizim arabaya göbekten girdi...O saatten sonra hummalı bir koşturmaca başladı , çünki araba olmadığı taktirde tesise ulaşım cidden çok zor , e herşey ayarlanmış parası ödenmiş geride dönemedik tabi...Allah razı olsun kardeşim kendi arabasını teklif etti gidebilmemeiz için ama gönlümüz bunada razı olmadı, malum bayram ve herkezin kendine göre planları var...Neyse Cenabı Hak da razı olmamış bu duruma ki önümüze müthiş bir tamirci dostumuzu çıkardı ve araba o sabah yola çıkabilecek hale getirildi , tabi geçici olarak...Fakat yaşadığımız sıkıntıyı tarif etmek çok zor...Örneğin gece 1:30 da eşim bize çarpan şahısla gerekli evrakları hazırlıyordu ve sabah 8' de araba tamire bırakıldı 12 'de geri alındı ve eve dönülüp arabaya yerleşme faslından sonra yola çıktık...Neredeyse bir mucize yaşandı diyebilirim , çünki diğer tamirci bu araba bu şekilde asla yola çıkamaz demişti...Neyse son anda Çarşamba gecesi iftara az kala tesisteydik......Aşağıda odamızdan kendi çektiğimiz resimler var... 


 Banyo kısmına , devasa diyebileceğim boyutta 2 kişilik bir küvet koymuşlar , hemen yanındada hamam kurnası vardı...



 Balkondan bakınca havuzların olduğu kısmın girişi...


Aşağıdada yine balkondan bakınca sağdan ve soldan tesisin görüntüsü...






Adamlar gerçekten 4*4 lük tesis  yapmışlar...Özellikle havuz ve hamam kısmının olduğu bölüm müthiş...Çocuklu aileler için inanılmaz fakat ben Ranayı cesaret edip genel havuza sokamadım , evdeki küvetle yetindi...Büyük bir bahçesi ve içinde çocuk parkı var , Rana'ya fazlasıyla yetti , ama büyükler için bir aktivite yok , uzun süre kalacak olanlar için bu durum sıkıcı , gezilebilecek bir mekan görmedim...
Tesis henüz çok yeni , o yüzden birtakım eksiklikler var ama zamanla rayına oturacaktır...Oda kısmı ise 1+1 olduğu için biz çocukla sıkıntı yaşadık ama kalabalık olmayan yada çocuksuz aileler daha rahat edebilir yinede 2+1 olsaymış süper olurmuş...

Ayrıntılı bilgi için...


Neyse reklam kısmını geçip hayatın gerçeklerine dönersek ; çok şükür sağ ve salimen döndük , arabamız halen tamirde ve 10 gün kalacak gibi gözüküyor...

Olmazları olduran , her "şer"den yada bizim "şer" zannettiğimiz şeylerden "hayır" çıkaran Rabbime şükürler olsun...

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Rana tatilde...(1)

Aslında Rana tatilden döndü ,döneli de epey oldu fakat , kah Rana'ya huy değiştirten büyüme atakları , kah elde olmayan başka sebepler yüzünden güncellenemedik bir türlü...
Çocukla daha doğrusu küçük bebe ile uzun araba yolculuğu nasıl olur? , olurmu ?şeklindeki endişelerimizi , dostlarımızın yardımıyla aşıp ve hatta  gaza gelip sabah 5 civarı yola düştük efenim...saat 8-9 civarına kadar Rana mışıl mışıl uyudu , gayet rahat bir yolculuk yaptığımızı düşünürken geri kalan 9 saatlik yolu ızdırap şeklinde tamamladık...evet evet yanlış okumadınız yol tam 12 ( yazıyla oniki ) saat sürdü...son yarım saatte Allahım sana geliyorum şeklinde haykırdığımı hatırlıyorum...Bu arada Ankara Aydın(ortaklar kasabası) arasında gittik ,daha doğrusu gitmişiz çünkü Dinar'dan sonrası benim için sis perdesi ardında geçti...toparlanmamız bile 1,5 günümüzü aldı diyelim...
Yol boyunca yavrum aslında çok normal davrandı ,acıktı yemek yedi ,sıkıldı inmek istedi ,uyudu ,tekrar uyandı ,inmek istedi ,oto koltuğunda terledi ,inmek istedi derken çok insancıl tepkilerle tamamladı yolu...fakat anası olacak kişi ,ön koltukta oturup devamlı arkaya dönüp küçük danayı sakinleştirmeye çalışırken bir takım dalgalanmalar yaşadı ,zaten meyilli olan bünyesi daha fazla dayanamayıp , her çeşme başında , efendim kamyoncu lokantalarında , bilumum benzinliklerde istifra etmek suretiyle yolu tamamladı...
İşin kötüsü bu sadece gidişti ... dönüşte çevirmeye yakalanmamız ve otoyol kenarında 1 saatten fazla beklemek zorunda kalmamız başlı başına ayrı bir yazı konusu olacak nitelikte...
Hülasa küçük çocukla yolculuk zor olsada imkansız değil , hatta şimdi bakıyorumda keyifli bile...yolun her bir km.sinde ayrı bir maceramız oldu şimdi anlatıp gülüyoruz ....
Gelelim tatilimize...Rana ,babanne dede ikilisi ve amca yenge kuzen üçlüsüyle coştukça coştu...Avluya salıncaklar kuruldu...




Yavru , denizi ilk defa gördü ve kıyam pozisyonu alıp koca göbeğiyle uzun süre izledi...






ardından , bulduğu ilk fırsatta suya girmeye çalıştı ...






baktık olacak gibi değil , suya soktuk , dondu tabi bidahada girmedi , kenarda musmutluydu...












Ha birde haziranda deniz hala soğuk ve ege rüzgarlıymış...aklımızın bi köşesine yazdık...

20 Mayıs 2013 Pazartesi

en ,en son zamanlarda...

Neradeyse 1 aya yaklaşmışız be günlük ...güncellenememişiz...sen de haklısın ,ne çektin be...hayır güncellenme demiyorum , güncellensen ne olacak diyorum....ahhh be , ne severdi Rana'nın annesi seni be yavrum...ama naapacaan ,mecbuuur...
Evlere şenlik , nurtopu gibi bir hipotiroidi yüzünden haftalardır yatay pozisyondayım be günlük...10 gramlık hormon yüzünden 0,06 ton ağırlığındaki ben perişan durumdayım..Ben gibi ve daha kötü durumda olan cümleye Allahtan şifa diliyorum...

30 Nisan 2013 Salı

Son zamanlarda....

Hastalıklar dolayısıyla , epeydir güncellenemedik...Bu süre zarfında Rana epey yol katetti , kelime dağarcığını epey geliştirdi...Herşeyi parmakla gösterip  'ne bu ?' demeye başladı , evet her şeyi ve günde 1000000 kez :))...Sanırım bi geveze yetişiyor...

Saçlarımız uzadı mesela...Artık kıza benziyoruz hahaaa...Bir dönem dışarda adını soranlara Rıza desem inanacaklardı  , o dereceydik yani...





Evet , nerde kalmıştık...Hımmm , artık kaşık tutabiliyoruz mesela...Aşağıdaki görüntü geçen günkü yoğurt maceramızdan...



Birde , ben görmeden , masanın üzerine tırmanıp ( evet sandalye ve dolayısıyla masaya çıkabiliyoruz artık ) bir kase bal ile yapmış olduğu bi atraksiyon vardı fakat , hepimizin akıl sağlığı için burada fotoğraflarla belgelemeyi tercih etmedim :))

Rana bu şekil gelişimini sürdürürken anne kişiside üzerine düşen vazifelerle meşgul idi...Yazlıklar çıktı , ütülenip yerlerini aldılar , kışlıklar yıkandı ve nasip olursa , mevsiminde giyilmek üzere kaldırıldı...
Anne olacak şahıs , boğazına sahip çıkamadığı için ibret balinasına döndüğünden dolayı , daralan kıyafetler gözyaşları eşliğinde ayrıldı , teselli! amacıyla yerine yenileri alındı ,musmutlu olundu...

Rana kişisi yine annesinin bi anlık dalgınlığından faydalanıp kızgın ütüyü kucaklamaya çalışınca  parmakları feci derecede yanıp ,su toplayan yerlerde patlamak suretiyle yaralar açıldı ...Pansuman ve kremlerle olay biraz  hafifletildi ve sonuçta anne epey zamandır sadaka vermediğini farketti...

Son zamanlar böyle , kah gülerek , kah üzülerek ama hep mahçup ve hep şükür içerisinde geçti.....gitti...

2 Nisan 2013 Salı

Akşama ne pişirsem...


Dün Rana ile oldukça zor bir gün geçirdikten sonra , bugün tekrar doktora götürdük...Acilden çocuğu kbb ye bi gösterin demişlerdi...Bizde ağrılarının artması üzerine , geceyide uykusuz geçirince soluğu yeniden doktorda aldık...sonuç olarak kulaklarının ikisindede sıvı birikimi varmış...Antibiyotik 10 gün süreli kullanılıp , 3 hafta sonra kontrol önerildi , geçmezse belki tüp takılacak...Yavrucuğumun çok sıkıntısı var...Geceleri 100 kere ağlayarak uyanıyo , kulaklarını tutarak kıvranıyo bebeğim...Allah şifa versin...
Neyse , yemek seçme noktasında zıvanadan çıktık artık...Ne yedireceğimide şaşırdım...Evde karnıbahar vardı , salatasını yaptım bu sefer...




Karnabahar salatası..:
Karnabaharlar buharda pişirilip çiçek çiçek ayrılır...
Taze soğan ,maydanoz ,az kıvırcık ,kırmızı lahana doğranır...
Kırmızı lahana limon suyu ve tuz ile ovularak eklenir...
Evde varsa , haşlanmış nohut , mısır eklenir...
Domates , salatalık yine varsa közlenmiş biber (bende yoktu ) doğranır...
Üzerine salata sosu * eklenir, karıştırılır...

*salata sosu: bazı salatalarda (mercimek , nohut salatası gibi...) kullandığım bir sos...
İçeriği şu şekilde:
2 diş ezilmiş sarmısak , nane , fesleğen , zeytinyağı , nar ekşisi , çok az elma sirkesi , tuz ...


Resimde görüldüğü şekilde , sos malzemeleri bir kasede karıştırılır ve doğranan  malzemeye eklenip , iyice yedirilir...

Bu salatanın yanınada makarna haşlayıp , sarmısaklı yoğurt ve sos ile hüplettik...


Hazırlaması pratik , lezzetli ve sağlıklı bir öğün oldu...
Rana ne yaptı peki...?
Salatadan mısırları toplayıp yedi sadece...sonrada ben , canavar anne moduna geçip , kusana kadar  yedirdim...

1 Nisan 2013 Pazartesi

Çocukça aktiviteler...


Rana son zamanlarda hasta olunca , havalar da soğuk olduğundan evde neyle oyalayabilirim diye araştırmaya başladım , internette acayip bloglar var....Çocuklarıyla değişik aktiviteler yapan annelerin blogları...Montessoriye göre günlerini planlayıp her güne bir etkinlik sığdırıyorlar...Oysaki ben yemeğimi bile yetiştiremiyorum...Evde sürekli bir karmaşa hakim...Düzen kuramadıkça dahada geriliyorum...Geceleri uyutabilmek için 3,5 saat uğraştığım oluyor (mesela bu gece) ,bazı geceler ise çok sorunsuz uyuduğu oluyor (haftada 1 gece) ...Dolayısıyla ertesi gün aşırı yorgun oluyorum ve aktivite falan hak getire...
Neyse , dün nispeten iyi bir günümdeyken , şu blogda gördüğüm bir oyunu oynadık Ranayla...
Rana epey eğlendi , mutfakta yanımda 1 saat kadar oynadı , bende yemek yapabildim...





4 su bardağı un ve yarım bardak çiçek yağ ile yapılan , ismine ay kumu denilen bir materyal...Un ve yağ birlikte geniş bir leğene konur ve karıştırılır , ben bir miktar da tuz attım...Biraz deniz kumunu andıran bir kıvamda oluyor...Rana bunu kovasına doldurup boşalttı , kalıplarla şekiller çıkardık falan neyse ,epey oynadı , sonra buzdolabı poşetine koyup kaldırdım...Tekrar tekrar oynanabiliyo , dayanıklı , bozulmuyo , haftalarca kalabiliyo...

Tabi sonrasında ,üst baş makinaya,Rana banyoya , anne tımarhane... öhö öhö...ne diyoduk ...evet etraf biraz !! batıyo tabii...
Olsun napalım ,  minik kuş mutlu olsunda , bu kış da böyle geçsin...

30 Mart 2013 Cumartesi

singer...


Seen ne güzel bişeysin yaaa...Ne kadar bekledim sana sahip olabilmek için , şirin şey...Epeydir para biriktiriyordum...Sonra başka şeylere harcanıyordu...Sonunda , boş bir anımıza denk geldin ve kavuştuk birbirimize ....Allah izin verirse , ne güzel işler çıkarıcam senden...Şimdi , gelip gidip sarılıyorum sana , hatta birkaç kez öptüm bile...Evimizin en güzide köşesine koydum seni...Büyük aşk yaşıyoruz senle...




İlk olarak yatak odasının camında fon perde olarak duran şeyi söktüm...Perdeciden 5 metre ekstrafor aldım , eskisini söktüm , fonun pilelerini açtım ve yukardaki güzel şeyle yeni bir perde diktim...

Neden?...

Şöyle açıklayayım...Bizim yatak odasındaki pencere ne yazıkki biçok evin salon penceresinden büyük ve güneye bakıyor...Yani  sabahın bi körü güneş bi giriyo akşama kadar...Normalde bundan memnunum fakat Rana'yı bu ışık sabah çok erken uyandırıyo...Benim fon perde 5 metre oldu açınca , bütün camı kapladı ,renk de koyu olunca mubarek , karartma perdesi gibi...Mis gibin uyunuyo artık... :)

Dikiş aşamamız...Ekstraforu önce iğneledim , sonra alttan ve üstten diktim...Ütüledim...Korniş halkalarını taktım ve yerine astık...



Veeee , mutlu son...Sonucu görünce annem bile şaşırdı...Büyüksün singer....



29 Mart 2013 Cuma

Çatkapı....





İnsanın ,  biranda ,sıkıntılı bir anında , kapıda belirip sıkıntısını unutturan , bir fincan kahveyi , iki dilim pastayı ,güzel bir sohbeti , bir öğleden sonrasını paylaşabileceği dostlarının olması ne güzel...
Eksikliğini gösterme Yarabbi...
Bizleri yalnızlıkla sınama...
Senin sevdiğin ve razı olduğun , huyu ,ahlakı , dili , gönlü güzel kullarını , yanımızda , yakınımızda eyle , bizide onların dostluğuna nail eyle...





28 Mart 2013 Perşembe

Akşama ne pişirsem...


Dün akşam yemekte annemler bizdeydi...Epey düşündüm ne pişirsem...Aklıma buzluktakiler geldi...Yazın közlenip buzluğa atılan kırmızı biber ve patlıcanı buldum...Közleme çoban salatası yaptım...Haşlanmış tavuk vardı bide...Onun eti ve suyunu kullanıp kuru çiçek bamya  (-ki kendisine aşığımdır-) ile Konya'nın meşhur bamya çorbasını yaptım...Pek bi beğenildi...Pilavımda vardı aslında ama bamyanın üzerine pek rağbet görmedi...








notçuk : ben elimde haşlanmış tavuk olduğu için onu kullandım fakat kuşbaşı etle bamya daha güzel oluyor...

24 Mart 2013 Pazar

Akşam keyfi...


Yaşasın mısır...Allahım yok böyle bir lezzet ...kutu mısır teflona konur az tereyağ ve tuz ilave edilir...tereyağ eridikten sonra içine karabiber az soya sosu ve nar ekşisi ilave edilip iyice karıştırıldıktan sonra kaselere aktarılır ve afiyetle hüpletilir...





23 Mart 2013 Cumartesi

Cumartesi kahvaltısı...



Haftasonu kahvaltı keyfi...



krep :

-2 yumurta
-1 su bardağı süt
-1 su bardağı un
-az tuz...

karıştırılarak krep hazırlanır...az yağlı yavada pişirilir...kalpli kalıpla şekil verilerek kesilir...bu kalpli parçalara bal , reçel yada nutella sürülerek yenir...



Kalpler hazırlandıktan sonra , krepten geriye kalan parçalara , peynir - maydanoz yada sosis konularak ,dürüm yapılır...Afiyet olur...




22 Mart 2013 Cuma

zeraf moda...






Zeraf Moda'dan Çatı Katı Blog sakinlerine şık bir ferace hediye.. Kampanyaya katılmak için tıklayın şansınızı deneyin :)


Ne zamandır istediğim birşeydi ferace , çeşitli modellere bakıp kararsız kalmıştım zamanında...Nasip , bakalım kime çıkarsa hayırlı olsun ...

19 Mart 2013 Salı

imdaaat...

Perişanım günlük... :(

Rana'cım , kahvaltı sonrası , benim 3dk ( evet evet , yazıyla üç dakika) lık boşluğumdan istifade edip , kaplumbağalarımızın bulunduğu kovayı devirmiş...Yatak odası komple sular altında sevgili günlük...
Ranayı hemen banyoya sokup , 40 su yıkadım...Yatak odası , komodinler çamaşır suyuyla silindi...Halılar yıkamaya verildi...böhüüü...
Kaplumbağalar mı ? ...Zavallılar , korkudan pörtlemiş vaziyetteler...Bulduğumda , Rana ,sevinç çığlıkları eşliğinde büyük kaplumbağayı kemiriyordu...küçük olan , komodinin arkasına saklanmış , bi an varya onuda yedi zannettim...Ben dehşet içinde çığrınıyorum , Rana sevinç içinde ...Neyseki Yarabbim bizim gibi vahşiler için bu hayvancıklara bide kalın kabuk koymuş...


Şimdi herşey yolunda...yaşadığımız dehşet biraz yatıştı...Rana banyo sonrası uyudu...ve artık  kapluşlara yeni ve güvenli ! bir ev arıyoruz , 3 + 1...ilgilenenlere duyurulur...

Rana ile kahvaltı...

Sevgili günlük...  :)

Rana son zamanlarda kahvaltıya ciddi şekilde direniyor ve ben ne yapacağımı şaşırmış durumdayım...
Farklı tatlar denersem yada kahvaltılıkları farklı sunumlarda hazırlarsam, merakından biraz yiyor ....
Tabi sabah 8 'de bu tip aksiyonlar pek keyifli değil...Eskiden ne güzel yerdi...Şimdi herşeyle inatlaşıyor...
Hoşgeldin 2 yaş sendromu... da biraz erken diil mi yaaa?






14 Mart 2013 Perşembe

Butikbebe...

Butikbebe'nin kampanyasından aldığımız ciciler elimize ulaştı...Ara ara kampanyaları takip etmekte fayda var...Mesela , epeydir Gambino kampanyası bekliyodum...güzel ve çok uygun ürünler var...hediye için de çok mantıklı....


 Gambino pijama takımı 2-3 yaş:



Denim tayt : işte buna bayıldım bayıldım , kot görününlü tayt , o kadar tatlı ki , penye tunikle süper olur ,  bulsam kendimede alıcam...:)




frash'n soft kampanyası : Bunu bulduğum süper oldu,ne zamandır arıyodum , özellikler renkli gömlekler ve kollu bady lerde kol altı ter görünümünü önlüyo , süper süper , vazgeçilmezim oldu...Hem erkek hem bayan için...Kutuda 14 adet var , 7 çift ...